SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Kaz Dağları, sürdürülebilir tarım için elverişli koşullara sahip olup, dünyada oksijen seviyesi yüksek bölgeler arasında yer alır. Orman alanlarının çevresinde verimli tarım arazileri bulunur.
Balanu, endemik tür çeşitliliğiyle öne çıkan Kaz Dağları’nda sürdürülebilir tarım prensipleri doğrultusunda üretim yapar ve ürünlerinin hammaddelerini kendi bahçelerinden veya bölgedeki yerel üreticilerden temin eder.
Bitki bazlı proteinlerin tercih edilmesi, tarımsal kaynak kullanımında bazı avantajlar sağlayabilir ve çevresel açıdan daha dengeli bir üretim yaklaşımını destekleyebilir.
Bitki bazlı proteinler doğal olarak laktoz içermez; bu nedenle laktoz içeren gıdalardan uzak durmak isteyen bireyler için bir alternatif oluşturabilir. Bu proteinler genellikle farklı beslenme tercihlerine uyum sağlar.
Bezelye ve pirinç proteinleri bir arada kullanıldığında, geniş bir amino asit yelpazesine sahip bir protein profili elde edilmeye yardımcı olabilir.
KARBON EMİSYONLARI
"2019'da yapılan bir araştırma, kişisel sera gazı emisyonlarında yüzde 50'lik bir azalmaya geçişin,
Lakto-ovo-vejetaryen beslenme düzenine geçiş sırasında yüzde 35 oranında düştü."
SU TÜKETİMİ
Su tüketimi, bitki bazlı proteinlerin hayvan bazlı proteinleri gölgede bıraktığı bir diğer önemli alandır.
Kendini dünyadaki su krizini çözmeye adamış bir savunuculuk grubu olan Su Ayak İzi Ağı'ndan elde edilen verilere göre, sığır eti, kümes hayvanları ve domuz eti gibi hayvansal protein kaynakları, baklagiller, kabuklu yemişler ve tahıl taneleri gibi bitkisel proteinlerden çok daha fazla su kullanıyor.
BM DESTEKLİ
Protein tüketiminizi tamamen bitki bazlı yapmayı seçmeseniz bile, gezegenin sağlığını desteklemek için bazı küçük değişiklikler yapmayı düşünün.
Et tüketimini azaltmanın çevresel etkisi o kadar dikkate değer ki,
2019 BM iklim raporunda hayvansal proteinde küresel bir azalma çağrısında bulunuldu.